EVRİLEN HAYATIMIZIN NEFES AÇICILARI

Sosyal uzaklaşma ve sosyal izolasyon gibi kavramların günlük literatürümüze kısa yoldan ve keskin bir şekilde girdiği, zorunlu olmadığımız sürece sokağa çıkamadığımız, tüm alışkanlıklarımızın altüst olduğu; yeni bir yaşam anlayışının, çalışma düzeninin ve ekonomik yapının kurulmaya yüz tuttuğu bu günleri duygu durumumuz açısından sağlıklı bir şekilde geçirebilmemizin en temel yolu hiç şüphesiz ki okumak.
Okumayı, her zaman yaşamımızın en önemli ve tedavi edici bir noktası olarak görüyorken, içinden geçmekte olduğumuz bu olağanüstü süreçten çıkmamızın da en destekleyici yakın dostu olarak görmeliyiz.

Ve hatta, kendimizi evde kalarak karantinaya aldığımız bu günlerde, “Hangi kitabı neden okumalıyız?” sorusunun yanıtı için de birbirimizi desteklemeliyiz diye düşünüyor, bu sorumluluk bilinciyle de okuduğum, paylaşılmasını düşündüğüm kitapları sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü bazı kitaplar var ki, onlar evrilen hayatlarımızla mücadelemizde ya da yeni dünya düzenine uyum sağlamamız konusunda bizim nefes açıcılarımız gibi.

M. Yücel ATIŞ “ Onlarla da, onlarsız da olmuyor.” diyor STARLARLA YAŞAMAK adlı kitabında. Tam bir başucu kitabı. Ve devam ediyor. “Hayatın her alanında starlarla beraberiz. Kimi politikada, kimi iş dünyasında, kimi sahnede çıkıyor karşımıza. Köşe başındaki bakkalın çırağı, eve gelen temizlikçi veya çocuğunuz bir star gibi davranıyor. Kızıyoruz, seviyoruz, eleştiriyoruz onları. Star olmak, star kalmak, starlarla yaşamak ve starları yönetmek kolay değil.” diyen ATIŞ, yıllarını verdiği özel sektördeki insan kaynağını yönetme deneyimini bizimle paylaştığı kitabında, evet bunlarla karşılaşıyorum, görüyorum ve yaşıyorum dedirtecek satırlara yer vermiş. Çevremdeki starlarla hatta kendimle bile baş edebilmek için tekrar tekrar okuduğum bu kitap bana iyi geliyor. Öneririm.

Mümin SEKMAN, HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR adlı kitabında, “ Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir.” diyor. “Sende sandığından fazlası var! Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.” diyerek de kendi Everest’imizi işaret ediyor. “ Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.” diyen Sekman, aynı akılla yola çıkarsak hayatımızda bir değişiklik yaratmamızın mümkün olamayacağı konusunda da bizi uyarıyor. “Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren! Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var. Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın. Her şey seninle başlar! Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin.” diyor. Kendiniz ve sorumluluk hissettiğiniz başkaları için dünyayı daha iyi, daha yaşanabilir bir hale getirmek istiyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız.

20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından olan Viktor E. FRANKL, İNSANIN ANLAM ARAYIŞI adlı kitabında, insan olmak için hangi özelliklere sahip olmamız gerektiğini sorgulayarak, bizi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Kamplarında yaşadığı insanlık dışı günlere götürüyor. Ve bizim bu sorgulamaların içine girerek anlamlı yanıtlar bulmamızı sağlıyor. Frankl, bu kitabında; “Gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olanın, yaşamın bizden ne beklediğini öğrenmemiz ve dahası bunu umutsuz insanlara öğretmemizdir.” diyerek, asıl yaşam sorumluluğumuzun, sorunlara doğru çözümler üretmek olduğunu vurguluyor. Ayrıca, varoluşun özünü, sevginin ve acının anlamını en derin şekliyle anladığımız bu kitap, Edebi olduğu kadar felsefi açıdan da önemli bir başucu kitabı. Yalın anlatımı ile bir solukta okuyacağınız bu kitabı, dünyayı daha iyi anlamak ve anlamlandırmak açısından güçlü bir yol gösterici olarak gördüğüm için öneririm.

BEN OK’İM-SEN OK’SİN kitabıyla yazar Thomas A. HARRİS, kendimizi keşfetmemiz, yönlendirmemiz ve özgürlüğümüzü bulmamız konusunda sihirli bir anahtar sunarak, geçmişi değiştiremeyeceğimizi ama bugünümüzü de yaratabileceğimizi açık bir şekilde önümüze seriyor. Okurlar, bu kitabı okuduktan sonra hayatlarını ciddi anlamda değiştirdiklerini yazıyorlar. Gerçekten de elinizden bırakamayacağınız, TA’nın derya deniz içeriğinde kendinizden başlayarak her şeyi anlamlandıracağınız bir yol gösterici olacak elinizde. Özellikle; Hücresel, Fiziksel, Psikolojik ve Sosyal doğum süreçlerinden etkilenecek, kendinizi yeniden ve yeniden tanıma olanağı bulacaksınız. Bu kitabın okurları, yalnız kendilerini değil, diğerlerini de tanıma, anlama ve anlamlandırma olanağı bularak ilişki ve iletişim süreçlerinde yeni bakış açısı ve farklı yaklaşım çözümlerini derinlemesine keşfedecekler. Okuruna güçlü bir değişim yolu sunan kitap, içimizdeki verimli yetişkini serbest bırakarak özgürlüğe kavuşturmamıza destek olması açısından çok önemli.

Herkese iyi bir okuma yolculuğu diliyorum.